Film dürüst bir adamın kendi şeytanlarıyla hesaplaşmasını anlatıyor. Karısını aldatamayacak kadar beceriksiz bir adamın, kayınpederinin de yardımıyla ilk cevizini kırışına tanık oluyoruz ve sonrasında olaylar gelişiyor.iyi seyirler

Amerikalı politikacı Ogen Mears, Hong Kong'dan Hawaii'ye uzanan iş gezisi sırasında Hong Kong'da bir Rus Kontesiyle tanışıyor. Mears bu kontese aşık oluyor ama Hawaii'de de onu bekleyen bir karısı vardır ve boşanması gelecek seçimler için pek de hayırlı bir davranış değildir. Marlon Brando'nun performansıyla öne çıkan bir film.

Johanna 9. asırda İngiltere’den ihraç edilmiş bir ailenin kızı olarak Alman şehri Ingelheim’da doğmuştur. Johanna, erkek kılığında Vatikan’a sızar ve başarı basamaklarını hızla tırmanır.iyi seyirler

Eski bir tilki ruhu buzla kaplı bir hapishaneden kaçtıktan sonra insan olmak için çok zorlu bir yolculuğa çıkar ve krallığı yıkılmak üzere olduğu için soylu biriyle evlenmek isteyen çirkin bir prensese bağlanıyor. Yüzyıllar boyunca bir hücrede kalmış olan kötü tilki ruhu Xiaowei Xun Zhou özgürlüğünü yeniden elde ediyor ve güzelliğini erkekleri baştan çıkarıp onlara acı çektirerek korumayı planlıyor. Çünkü eğer bir adam tarafından koşulsuz sevilirse, ölümsüzlük kazanacak, böylece yeraltı dünyasından kaçıp insanlar arasında yaşayabilecektir.iyi seyirler

Açıklama:Tim Sullivan'ın senaryosunu Lise ve Ceil Friedman'ın kitabından uyarladığı film İtalya'ya seyahate giden genç bir çiftin yolculuk sırasında, yıllar önce ayrıldığı sevgilisine mektuplar yazan bir kadınla tanışmalarını anlatıyor.Gary Winick’in yönettiği ve Amanda Seyfried, Gael García Bernal, Vanessa Redgrave, Christopher Egan ile Franco Nero’un oynadığı Letters to Juliet, 30 Temmuz 2010’da Tiglon dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarılıyor.

Genç bir eş, striptiz kulübü işletirken onun “striptizci ruhunu” keşfetmesine şaşırmalıdır.

Himalayalar, Ladakh'ın görkemli manzarasında geçen manevi bir aşk hikayesi. Samsara bir arayıştır; bir adamın dünyadan vazgeçerek ruhsal Aydınlanma bulma mücadelesi. Ve bir kadının aydınlanmış aşkını ve hayatını dünyada sürdürmek için verdiği mücadele. Ama kaderleri döner, bükülür ve sürpriz bir sona ulaşır...

İlkokul yıllarından beri Cristabel’in (Paris Hilton) sevgilisi olma isteğiyle yanıp tutuşan talihsiz Nate Cooper’ın (Joel Moore) hayallerinin gerçek olmasının tek bir yolu vardır. Erkeklerin kendisinden bucak bucak kaçtığı June’a (Christine Lakin) acele bir erkek arkadaş bulmalıdır. Bunu başaramadığı takdirde hayallerinin kızını elde etme şansı sıfırlanacaktır. June bir kız kurusu olduğundan ona bir partner bulmak dünyanın en güç görevidir.iyi seyirler

kimin ilişkisi Hint toplumunda kadın ve erkek üzerine yerleştirilen cinsiyet rollerini meydan okuyan genç, evli çift izler.

Paul Hanganu iki kadını sevmektedir. Adriana, geçen on yılda yaşanmış gerilimleri paylaştığı kişi, eşi ve kızının annesidir ve Raluca ise kendini yeniden keşfetmetmesini sağlayan kişidir. Noelden önce birini seçmek zorundadır..

Bir adam Ki Hong (Gong Yoo) ve bir kadın Sang Min (Jeon Do Yeon) arasında Finlandiya'da yasak bir aşk

Hye-Young, Amsterdam’da yaşayan genç ve güzel bir ressamdır. Şehrin en işlek meydanında insanların resimlerini yaparak ve kendi tablolarını satarak geçimini sağlamaktadır. Park Yi ise, şehirde uluslar arası uyuşturucu trafiğinde önemli rol oynayan Kore mafyasının emrindeki bir kiralık katilidir. Park Yi, bir papatya tarlasında resim yaparken gördüğü Hye-Young’a aşık olur.. Onun çalıştığı meydanı karşıdan net bir şekilde gören bir daire kiralar ve hergün onu izler. Ancak kendini gösterme cesaretini bulamaz. Bunun yerine hergün saat 4:15’de onun dükkanının önüne bir demet papatya bırakıp, “çiçekler” diye bağırıp ortadan kaybolmaktadır. Bu gizemli hayranından hergün aynı saatte çiçekler alan Hye-Young, hiç görmediği bu adama aşık olmuştur. Bir gün, Hye-Young kalabalık meydanda çalışırken, tesadüfen saat 4:15’de elinde bir demet papatya ile karşısına bir adam çıkar. Ama bu adam, uyuşturucuların peşindeki İnterpol dedektifi Jeong Woo’dur ve o sırada takiptedir. Ama bunlardan habersiz Hye-Young, bu adamı kendisine hergün çiçekler gönderen, papatya tarlasında karşıya daha rahat geçebilsin diye onun için küçük bir köprü yapan katil Park Yi sanar. Dedektif Woo’da Hye-Young’a aşık olmuştur. Ama Hye-Young için tesadüfler gerçek aşkın yönünü şaşırtmış, biri katil, diğeri polis iki adamı da içinden çıkılması zor bir dönemece sokmuştur..